Türkiye Ekonomisinde İşgücü Ödemelerinin Artışı, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Rekabetçilik Üzerindeki Etkileri
Türkiye ekonomisi 2024 yılı birinci çeyreğinde güçlü bir büyüme kaydetti. Bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak inşaat sektörü toplam katma değeri yüzde 11,1, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 5,5, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 5,0, sanayi yüzde 4,9, tarım yüzde 4,6, hizmetler yüzde 4,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,3, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,5 ve finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 2,0 arttı. Bu büyüme oranları, ekonomik faaliyetlerin geniş bir yelpazede arttığını ve ekonominin genel anlamda sağlıklı bir şekilde büyüdüğünü göstermektedir.
İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer (GSKD) içerisindeki payının %28’den %42’ye çıkması, Türkiye ekonomisi için dikkate değer bir gelişmedir. Bu artış, çalışanlara yapılan ödemelerin ekonomik çıktının önemli bir bölümünü oluşturduğunu gösterir ve büyümenin ana kaynaklarının birisi olarak değerlendirilebilir. İç piyasada nihai tüketicinin gelirinin artması satış yapanlar için pozitif değerlendirilirken işletmeler için maliyet artışları getirdiği için doğru önlemlerin alınması şart oldu.
2026 yılında devreye alınacak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması(SKDM) ve günümüzde artan işgücü maliyetleri, birçok işletme için büyük bir mali yük oluşturmaktadır. İşletmeler, bu maliyetlerin üstesinden gelmek için verimlilik ve kalite artırıcı çalışmalar, yeni pazar araştırmaları, tedarik zinciri değerlendirmeleri, sabit-esnek gider değerlendirmeleri ve Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmak gibi stratejilere yönelmektedir. Ancak, düşük istihdam gerektiren ve yüksek tasarruf ile gelir yaratabilen güneş enerjisi yatırımları, işletmelere gereken can suyunu sağlayabilecek önemli bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Bir EPC firması olarak, güneş enerjisi santrallerinin işletmelere sunduğu ekonomik avantajları ele alacağız.
Değerli okuyucularımıza bunu örneklendirerek anlatmaya çalışacağım. Örnek için Ankara’da bir çatı üstü GES kurulumunu baz alacağız. Ankara olmasının sebebi güneşlenme süreleri Türkiye’nin ortalamasını temsil eder. Okuyucu olarak değerlendiriyorsanız, güneye gittikçe güneşlenme süreleri artış gösterecektir ve kuzeye gittikçe güneşlenme süreleri azalacağını göz önünde bulundurmak gerekir.
Kurulum Maliyeti
Ortalama 6000 metrekare çatı alanına 1MW kurulu güç elde edebilir. Tabi çatı tiplerine göre ve çatıda bulunan cisimlere göre bu rakamlar değişir. Bugün 1MW GES kurulum maliyeti $350.000 – $500.000 arasında değişkenlik göstermektedir. Yine ortalamasını alarak $425.000’a çatınıza kurduğunuzu varsayalım
Üretimler
Çatı yönü, eğimi, malzeme kalitesi, kayıp oranları ve işletme giderleri gibi değişken faktörleri dikkate almadan Ankara’da çatı üstü GES üretimleri 1.250-1.400 kWs/kWp/yıl arasında değişmekte. Üretimlerin ortalamasını kullanarak 1mw GES kurulumu yılda 1.325.000kWs veya 1.325MWs üretir.
Tasarruf ve Gelir
Son senelerde yapılan mevzuat değişikliğini dikkate alarak toplam GES üretimin yarısını tükettiğinizi ve yarısını şebekeye sattığınızı düşünelim. 662.500kWs tüketim ve 662.500kWs satış. Bugünün enerji fiyatlarını kullanarak bir OSB’de bulunan sanayi kuruluşu geçen ay ortalama KDV dahil $0,106/kWs (kdv dahil) ödemiştir. Örneğimizde bulunan GES olsaydı işletme normalde ödeyeceği $70.143,27 ödememiş olacaktı. İlaveten tüketmediği elektriği şebekeye sattığı için $56.000 civarında bir gelir elde edecekti. Toplamda $126.143,00 gelir + tasarruf sağlamış olacaktı.
Devlet Teşvikleri
Yatırımın maliyeti $425.000+KDV olmasına rağmen $340.000 civarında bir tutar yatırım teşvik (YT) kapsamına alınacağı için $68.000 civarında KDV muafiyeti sağlanabiliyor. Toplam teşvik tutarının %30’u ($102.000) Kurumlar Vergisi destek oranı olarak belirlenmektedir. YT kapsamının %25’i ($85.000) SGK destek oranı olarak sağlanmaktadır. Bu kalemler her işletmenin mali yapısına göre farklı etkilediği için konuya daha detaylı girmek uygun olmaz. Ancak muhakkak mali müşavire danışılması önerilir.
GES İşletme Maliyeti
GES işletmesi göreceli olarak düşük maliyetlidir. Yılda 1 veya 2 defa bakım ve aylık temizlik yapılarak sistemin verimliliği üst seviyede tutulabilir. Bakım anlaşmaları yılda $2.000-$5.000/MW arasında değişmekte. Ortalamasını yine alırsak $3.500 olarak değerlendirebiliriz. Profesyonel temizlik maliyeti $1.000/MW olarak piyasada belirlenmiştir. GES sigortası yılda $1.000 olarak değerlendirilebilir. Yılda 3 defa temizlik yapıldığını varsayarak yılda $7.500 gider oluşturmakta.
Sınırda Karbon Vergisi
Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), demir-çelik ve plastik üretimi gibi karbon yoğun süreçlere dayanan endüstrileri önemli ölçüde etkileyecek. Örneğin, demir-çelik endüstrisi, ton başına ortalama 1.85 ton CO₂ salımı ile, SKDM nedeniyle ton başına yaklaşık %20.81 oranında bir maliyet artışıyla karşı karşıya kalacak. Benzer şekilde, plastik endüstrisi, ton başına 2.5 ton CO₂ salımı varsayıldığında, ton başına %15 oranında bir maliyet artışı yaşayacak. Bu maliyet artışları, ithal edilen ürünlerin gömülü karbon emisyonlarını yansıtan ve AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) fiyatlarına göre belirlenen SKDM sertifikalarını satın alma ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
Bu gelişmeler ışığında, güneş enerji santrallerinin benimsenmesi cazip bir alternatif sunmaktadır. Güneş enerjisi üretimi karbon emisyonlarından arındırılmıştır ve bu nedenle SKDM’in getirdiği mali yüklerden kaçınır. Güneş enerjisine yatırım yaparak, işletmeler sadece karbon ayak izlerini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda karbon yoğun ithalatlarla ilişkili artan maliyetlerden de korunur. Bu stratejik hamle, küresel karbonsuzlaşma hedefleriyle uyum sağladığı gibi, karbon bilincinin arttığı bir piyasada ekonomik rekabet gücünü de artırır.
Özet
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi 2024 yılı birinci çeyreğinde geniş bir sektör yelpazesinde sağlıklı bir büyüme kaydetmiştir. İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payının artması, çalışanlara yapılan ödemelerin ekonomideki önemini vurgulamaktadır. Ancak, artan işgücü maliyetleri işletmeler için maliyet baskısı oluşturmakta ve verimlilik artırıcı stratejilere olan ihtiyacı artırmaktadır.
Bu bağlamda, güneş enerjisi yatırımları düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Güneş enerjisi santralleri, işletmelerin karbon ayak izini azaltarak, SKDM gibi düzenlemelerden kaynaklanan mali yüklerden kaçınmalarını sağlar. Aynı zamanda enerji maliyetlerinde önemli tasarruflar sunarak ekonomik rekabet gücünü artırır. Özellikle düşük işletme maliyetleri ve devlet teşvikleri ile güneş enerjisi, işletmeler için kârlı ve çevre dostu bir yatırım olarak dikkat çekmektedir.